Popüler Yayınlar

25 Mart 2014 Salı

Tek Rakibi,Kendisi....

Mersin Medya sektörünün önemli isimlerinden Veysi Dede, alanında rakip tanımıyor.Kimsesizlerin kimsesi,sessiz çığlıkların çığlığı Veysi Dede (V.D)her geçen gün ilgi odağı olmaya devam ediyor. Televizyon proğramcılığında rayting üzerine ,rayting rekorları kıran sevilen ve sayılan Televizyoncu Veysi Dede artık '' O hep bir numara ''sloganını geride bıraktı. ''Tek Rakibi,Kendisi'' Ahmet Metin Türkoğlu

BENCİLLİK BİR HASTALIKTIR...

İnsan yapısında ki negatif en olumsuz ve çirkin tarafı bencilliğidir (egoizm). Hele İslamiyet’in hüküm sürdüğü coğrafyalarda, oranı yüzde sıfıra yakın olması gerekir. Çünkü Müslüman alemi, hem dini açıdan, hem de kul hakkı bakımından daha da duyarlı olması lazım. Var olmaya her fertte bulunan olumsuz bir olgudur aslında. Belki de zerre kadar bulunmayan yeryüzünde bir kişi bulmak pek mümkün olamayacaktır. Bu sebepten olsa gerek, ilk çağlardan beri süregelen değişik coğrafyalarda ki savaşlar. Padişahlık için öz kardeşler arasında ölümüne çarpışmalara tarih bir çok kez şahitlik etmiştir. Ne acıdır ki, egoizm uğruna kaybedilen topraklar Osmanlı imparatorluğu döneminde bile olmuştur. Gazi Osman Paşa’nın 93 Harbinde, (Şipka Muharebesi - Plevne) Rus Çarı’nın karşısında mağlup olması bile, Süleyman Paşanın Egoist kaprislerinden dolayı meydana geldiğinin yorumunu yapanlar var. Acı, ama gerçekler böyle olunca, kaybedilen topraklar büyük bir kayıptır ve bugün batılı bazı kanı beş kuruş etmeyen milletlere el açar durumuna geldik. Türkün, Balkanlardan sürülmesi çok büyük bir kayıptır ve bir takım bencil düşüncelere kapılan kumandanlar sayesinde maruz kalınmışsa, yazıklar olsun… 20. yüzyılın cellat egoisti Stalin’dir, 25 milyon Müslüman Kafkas Türkünü katletmiştir. Hitler ise başta Yahudileri fırınlarda yaktı. Annesinin bile Yahudi asıllı olmasına rağmen, egoizm hastalığı bu faciayı işlemesine tek sebep olmuştur. Sırp kasabı Milosoviç, Balkan Türklerini per perişan etti ve 4 milyon kişi katledildi. Bulgar Devlet Başkan’ı, egoist Todor Jivkov (Sosyalist sistem içerisinde,1985- 89 yıllarında ) aleni bir şekilde Türk kıyımına ve asimilasyon uygulamasına geçmiştir. Uzak doğuda (Çin-Urumçi’de) Türk katliamının tek sebebi egoist – kızıl düşüncedir. Halbuki Karl Marks, yukarıda isimlerini zikretmiş olduğum Hitler hariç hepsinin teorisyen hocalarıdır. Şu çarpıklığa bir bakar mısınız ! Sosyalist sistemin yer yüzene, yani insanlığa adalet ve refah getireceğini iddia ederler. “Kişi gücü kadar çalışır, ihtiyacı kadar alır” teorisi üzerine dururlar. Pratikte hiç de böyle gelişmediğini canlı olarak bir çok ülkede gördük. Hem de bu egoist liderler kendi ülkelerinde hep ama hep Türklere karşı resmen birer Sırtlan oldular. “Bazı kişilerde, bunun bir iki adım daha ötesinde, kendini mutlak üstün ve eşsiz görme, hatta kendine “gaye insan” nazarıyla bakma, aptalca hüsnüzan ve teveccühlere takılarak bir görüntü sergileyebilmek için maskaralık diyebileceğimiz fantezilere girme ve “ben” merkezli bir dünya kurarak kendini anlatma, meziyetlerini sayıp dökme cinneti söz konusudur ki, bunu da muzaaf enaniyet anlamında “egosantrizm” sözcüğüyle ifadelendirebiliriz. Böyleleri her hadiseyi kendi bakış açılarına göre yorumlar, herhangi bir konuyu, onun enginliği ve derinliği çerçevesinde değil de, kendi egoizminin darlığı içinde ele alır, değerlendirir; sonra da, kendince çıkardığı hükümleri başkalarına da dayatmaya çalışır. Aslında, bu tipler kendi heva ve heveslerine öylesine kilitlidirler ki, kendisinden başkasını görmez / göremez, kendi hülyaları dışında hiçbir şey bilmez, bilmek de istemez ; kimseyi sevmez ve hayırla da yad etmezler. Kendilerini insani fazilet ve meziyetlerin merkezine oturttukları için her zaman redd-i müdahale hissiyle gergin ve kavgaya hazır bir halleri vardır. Hele bunların arasında nefsine aşık ve taparcasına ona bağlı bir kısım narsisler bulunmaktadır ki, bunlar tıpkı çocuklar gibi, gördükleri her nesneye sahip olmak ve başkalarına ait şeyleri elde etmek için sık sık onlarla kavgaya tutuşur ve mütemadi hır-gür çıkarırlar.” Bu bilgileri internetten yararlanarak temin ettim. Benim yazı başlığı olarak kullanmış olduğum “Bencillik bir hastalıktır” yorumum, doğrulanmış olmaktadır. Böylesi kişiler aramızda da her zaman var! Bu hastalık tedavi edilmediği taktirde, yaşamakta olduğumuz dünyayı insanca yaşanır hale getirmek çok zor olacağını düşünmekteyim. ÖZGÜRCE Eşref ÖZGÜR

19 Mart 2014 Çarşamba

Nermin Bezmen 'Dedem Kurt Seyit ve Ben' ile Forum Mersin'de.

Son günlerde televizyona da uyarlanan Kurt Seyit ve Şura adlı romanıyla gündemde olan edebiyatçı Nermin Bezmen son eseri 'Dedem Kurt Seyit ve Ben'in imza günü için Forum Mersin'e geliyor. Mersin ve çevre illerde yaşayanların alışveriş ve yaşam merkezi Forum Mersin, D&R ile gerçekleştireceği ortak bir etkinlikle ünlü yazar Nermin Bezmen'i ağırlayacak. Bezmen, 22 Mart Cumartesi günü saat 17.00'de D&R Forum Mersin'de son kitabı Dedem Kurt Seyit ve Ben'in imza günü için okurlarıyla buluşacak. Son kitabı Dedem Kurt Seyit ve Ben'de dedesi Kurt Seyit'le olan ilişkisini kaleme alan Nermin Bezmen, "Hayal gücümü yanıma alarak yaşanmışları yakaladığım serüven dolu bir yolculuktur" şeklinde ifade ettiği kitabıyla, Kurt Seyt ve Şura ve Kurt Seyt ve Murka'nın ardından okurlarını yine Kırım'a, sürgüne ve aşka götürüyor. İmza gününde Forum Mersin ziyaretçileriyle keyifli bir sohbet gerçekleştirecek olan yazar, eserleriyle ilgili soruları da cevaplayacak.

16 Mart 2014 Pazar

Mersin,KAMU MÜTEAHHİTLERİ GENEL KURULU YAPILDI.

Mersin Kamu müteahhitleri Derneği başkanlığına Halil İnci Oybirliğiyle seçilirken eski başkan Harun Gökçay rahatsızlığı nedeniyle aday olmadı Nevzat KELLELİ Mersin Kamu müteahhitleri DERNEĞİ Başkanlığına Müteahhit Halil İnci oybirliği ile seçildi..Mersin de kamu müteahhitleri arasında birlik ve beraberliği sağlamayı hedefleyen birlik Halil İnci başkanlığında bir araya gelerek toplantı yaptı. Eski Başkan Harun Gökçay’ın işlerinin yoğunluğu nedeniyle aday olmadığı seçimlerde kamu müteahhitleri oylarını Halil İnci den yana kullanarak derneğin başkanlığına Halil İnci’yi getirdiler… Kamu Müteahhitleri Derneği Başkanlığına seçilen Halil İnci açıklamasında birliğin bundan böyle daha etkin çalışmalar yapacağını ve üyelerine her ay destek ve moral yemeği düzenleyerek geziler , ve sosyal faaliyetlerde bulunacaklarını söylediler

14 Mart 2014 Cuma

Mersin Halkından,R.Tayyip Erdoğan'a Destek...

Mersin'de bulunan Ak Partili Yöneticilerden,Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sonuna kadar destek geldi.Mersin Nobel Otelinde Basına verilen kahvaltıda şu açıklamalar yapıldı.Ak Parti'nin Milletvekili adaylarından ve Belediye Başkan Adaylarından olan Hacı Özkan adeta basının ilgi odağı oldu. Vakkas Arslan Mersin'de bulunan Ak Partili Yöneticilerden,Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sonuna kadar destek geldi.Mersin Nobel Otelinde Basına verilen kahvaltıda şu açıklamalar yapıldı.Ak Parti'nin Milletvekili adaylarından ve Belediye Başkan Adaylarından olan Hacı Özkan adeta basının ilgi odağı oldu. Değerli kardeşlerim; Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Sizlerin şahsında, Mersin’in her ferdini, Mersin’in coşkusunu, heyecanını selamlıyorum. Böyle bir kadroda yer almaktan, böyle idealist dostlara sahip olmaktan gurur duyuyor, iftihar ediyorum.  Biz, bu yola çıkmadan önce, bu yolu hep birlikte yürüyeceğimiz, yılmadan, yıkılmadan birlikte mesafeler kat edeceğimiz, birbirimize el vereceğimiz, omuz vereceğimiz yol arkadaşları edindik. Buradan tüm samimiyetimle söylüyorum… Böyle yol arkadaşlarım olduğu için, böyle vefalı dostlarım, kardeşlerim olduğu için Allah’a hamdettim. Rabbim, yolumuzu her daim açık etsin. Rabbim dostluğumuzu, kardeşliğimizi daim etsin. Hazreti Mevlana, “DERT ADAMI YOLLARA DÜŞÜRÜR” diyor… Biz, milletin derdini derdimiz bildiğimiz için, Mersin’in çocuklarının geleceğini garantimiz bildiğimiz için bu yollara revan olduk. Hani diyor ya Arif Nihat Asya: DELİKANLIM, İŞARET ALDIĞIN GÜN ATANDAN  YÜRÜYECEKSİN... MİLLET YÜRÜYECEK ARKANDAN!  Bizim bir davamız var sevgili dostlar… Bizim davamız demokrasi davası… Bizim davamız, Mersin’i büyütme davası… Bizim davamız, milletimizi yüceltme davası… Biz, Türkiye’nin istikrarını, Mersin’inin refahını, Mersin’in huzur ve emniyetini kendimize dava olarak belirledik. Biz bu yola koltuk sevdasıyla çıkmadık. Biz bu yola makam sevdasıyla çıkmadık. Biz, kendi şahsi çıkarlarımız için, kendi ikbalimiz, kendi istikbalimiz için bu yola çıkmadık. Türkiye’nin meseleleri bizim meselemizdir. Yunus’tan alarak ilhamı, gönüller fethetmek, gönüller yapmak, dargınlıkları bitirmek, kardeşlikleri pekiştirmek için yollara düştük biz. Biz ayrımcılığı ortadan kaldırmaya, farklılıkları gidermeye, husumetleri yok etmeye, sevgiyi, aşkı, hakkı ve hukuku çoğaltmaya geldik. Kirlenmiş manzarayı değiştirmek, siyasetin dilini dönüştürmek, siyaset kültürünü daha da modernleştirmek için, hoşgörüyü, birbirini anlama, birbirini dinleme kültürünü yerleştirmek için inadına bizler görev ve sorumluluk yüklenmekteyiz. Karanlıktan şikayet etmiyoruz, karanlığa bir mum da biz yakıyoruz. Değerli kardeşlerim… Şu hususa özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum… Türkiye ne zaman şaha kalktıysa, Türkiye ne zaman atılıma geçtiyse, Türkiye ne zaman zincirlerinden, prangalarından kurtulma gayreti içine girdiyse, kirli bazı oyunlar, kirli bazı senaryolar tedavüle girdi. Provokasyonlarla, tahriklerle, darbe girişimleri ile Türkiye karartılmak istendi. 27 Mayısta Milletin iradesi idam edildi. 12 Eylül’de milletimize inanılmaz acılar yaşatıldı. 28 Şubat’ta post modern darbe ile ülkenin geleceği yeniden karartıldı. Şimdi aynı senaryolar Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında bütün milletimize reva görülmek istenmektedir. Kardeşlerim, unutmayın; biz dilsiz şeytan olanlardan olmayacağız. Sayın Başbakanımıza kurulan kumpas karşısında dimdik duracak, O’nun bu kutlu mücadelesinde yalnız bırakmayacağız. Mersin’deki her İlçeye, her mahalleye, her eve, hatta her ferde ulaşacak, her eli sıkacak, oynanan bu tezgâhları deşifre edeceğiz. Bu bağlamda oynan oyunlar konusunda hala kafası karışık, kararsız olan hemşerilerimizi aydınlatacağız. Mersin’in kazanacağı her meselede harekete geçeriz. Toplumu meydana getiren fertler, tek tek elini taşın altına koymadıkça, kısık sesli demokrasi istekleri yerine gür sesli özgürlük koroları oluşmadıkça sosyal ve siyasal sancılar içinde kıvranmaya devam ederiz. Yönetemeyenler yönetilir. Değişmeyenler değiştirilir. Eğer biz kendi kendimizi dosdoğru yönetirsek, kimse bizi yönetmeye kalkışamaz. Halkın kendi kaderine hâkim olmaya çalışanlara, irâdesine ipotek koymaya çalışanlara dur diye buradayız. Biz, Milletin nesnesi değil öznesi olmak için buradayız. Demokrasi istiyorsak eğer, her birimiz tek tek bu gayretin içinde yer almalıyız. Siyâset, üç-beş kişinin katılımıyla toplumsal sorumluluğun kalkacağı bir yükümlülük değildir. İçerisinde etkin bir şekilde yer aldığımız siyâsî yapıyı yıkmaya çalışanları durdurmak için buradayız. Millet, yönetenlerin müşterisi ve sağa sola savrulan sayısal insanlar yığını değil, özgür ve eşit öznelerden oluşan bir topluluk, ülkenin gerçek sahibi ve yöneticisidir. Milletin burada sadece seyirci ve edilgen bir yığın değil, aksine etkin bir aktör olduğunu göstermek için buradayız. Değerli Dostlar… Açık söylüyorum; bu milletin başını öne eğdirecek her girişimin karşısında ilk olarak bu kadrolar duracaktır. Biz ortak idealleri, hedefleri olan adeta feleğin çemberinden geçerek, aynı acıyı yaşayarak bugünlere ulaşmış, kader ortaklığı yapmış bir kadroyuz. Birbirine çelme takmak bizde olamaz. Bundan sonra da omuz omuza yürüyeceğiz. Dedikodulara, hakaretlere değil milletin sesine kulak vereceğiz. Bu kadroda ben yok, biz var. Herkesin sindirildiği dönemde davasını, mücadelesini sürdüren insanlar bu davayı bugüne taşıdı. Dava taşını gediğine koyana kadar mücadele edeceğiz. Biz Bismillah diyerek başladık, hayır niyetle başladık. İnşallah başladığımız her işte de hayırlı neticelere ulaşacağız, hiç endişe etmeyin. Unutmayın, tuzakların üzerinde bir tuzak vardır, hesapların üzerinde bir hesap vardır. Biz iyi niyetli olduğumuz müddetçe, biz hayrı talep ettiğimiz müddetçe, önce Allah’ın, sonra milletin hesabı her hesaba galebe çalacaktır. Çok değerli dostlarım, değerli kardeşlerim… Evet, bugün Mersin’imiz ve milletimiz açısından tarihi bir anı yaşıyor, çok önemli bir aşamaya geçiyor, Mersin’i daha da büyütmek için önemli adımları atıyoruz. Burada şu hususun altını özellikle çizmek istiyorum… Bugün attığımız bu adım, bir ilk değildir, bir son da olmayacaktır. İstiklal Marş’ımızın ilk kelimesi, “KORKMA” diyor… Korkaklar, zafer anıtı dikemezler… En başından itibaren, herkesin birlikte yaşayacağı, bir arada ve birbirine hoşgörü içinde yaşayacağı bir Mersin inşa etmenin mücadelesini veriyoruz. Siyasi görüşler farklı olabilir… İdeolojiler, diller, inançlar, mezhepler, yaşam tarzları farklı olabilir... Sorunlar, sıkıntılar, kaygılar, çözüm önerileri farklı olabilir... Ama ortak olan bir şey var: Aynı geminin içindeyiz ve aynı istikamete, aynı limana, aynı büyük Türkiye hedefine doğru gidiyoruz. Birbirlerine müdahale etmedikleri sürece, her yaşam tarzına saygılıyız, her yaşam tarzı bizim teminatımız, güvencemiz altındadır. Bugüne kadar bunu yaptık, bundan sonra da bunu muhafaza edeceğiz. Birbirlerinin özgürlük alanlarına müdahale etmedikleri sürece, her türlü özgürlüğü savunduk ve savunmaya devam edeceğiz. Birbirlerinin değerlerini tehdit etmedikleri sürece, her türlü değeri baş üstünde tuttuk, tutmaya devam edeceğiz. İnsanın, insan olmaktan kaynaklanan her hakkını savunmak, bunun için mücadele vermek, insan olarak bizim mesuliyetimizdir. Dışlamadan, ayırt etmeden, ötelemeden, hor görmeden geleceği inşa edeceğiz. Bin yıldır bir ve beraber yaşadığımız bu topraklarda, aynı hedef ve idealler doğrultusunda, ebediyyen bir ve beraber olacağız. Konuşacağız, istişare edeceğiz, birbirimizin görüşlerine değer verecek, birbirimize yüreklerimizi açacağız. Şiddeti, sıkılı yumrukları, hakareti elimizin tersiyle itecek; dil ile gönül ile konuşacak, her sorunumuzu çözeceğiz. Olamaz denilenleri, olur hale getireceğiz. İmkânsızları mümkün hale getireceğiz. Bir olmaya, iri olmaya, diri olmaya devam edecek; herkesin gönül huzuruyla, emniyetle, hoşgörüyle, kardeşçe yaşadığı bir Mersin’de nefes alıp vermeyi sürdüreceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da zalimlerin yanında olmayacağız. Onların sofralarına oturmayacağız. Kuzeyi, Güneyi, Doğuyu, Batıyı hep birlikte kucaklayacağız. Biz yılmayacak, yaratılanı yaratandan ötürü seveceğiz. Candan, serden geçmek gerekiyorsa geçeceğiz. Bu kadim kardeşliği ne pahasına olursa olsun muhafaza edeceğiz. Bu duygu ve düşünceleri paylaşan her kardeşimizi yanımızda, omuz omuza, birlik ve beraberlik içerisinde bu oluşuma destek olmaya davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. Hacı ÖZKAN “RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A DESTEK HAREKETİ” Kurucuları Hacı ÖZKAN Mehmet Emin ÜNALAN Kadir POYRAZ Raşit ÇETİN Nuri TUNA Mustafa BAKIRCI Hanifi ÇELİK Davut GÜNGÖR Salih BAYSAL Turgay AKYÜZ Lütfi PARILTI Tevfik SAĞLAM İbrahim Halil PEKMEZCİ

7 Mart 2014 Cuma

Arbel Başkan Yardımcısı Hasan Arslan;''Biz bir Elmanın Yarısıyız'' dedi.

Mersin'in Dünya Markası Arbel Şirketler Grubu Başkan Yardımcısı Hasan Arslan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı kısa ve öz açıklamada şunları söyledi ''Kadınlarımız bize yüce Allah'ın bahşettiği en değerli varlıklardır. Yaşamın her alanında daima yanımızda olurlar ve biz erkekleri tamamlarlar. Bizler adeta bir elmanın yarısı gibi onlar bizsiz, biz onlarsız olamayız. Dünya Globalleşlemesine rağmen halen dünyanın bir çok yerinde kadınlarımız günlük yaşamda ve üretimde yerlerini alamamışlardır. Onlar özel günlerde ve 8 Martlarda değil her zaman başımızın tacıdır'' dedi. Ahmet Metin Türkoğlu>

4 Mart 2014 Salı

ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN; BRÜKSEL’DE...

ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’Nİ TEMSİLEN, AVRUPA PARLAMENTOSU (AP) KADIN HAKLARI VE CİNSİYET EŞİTLİĞİ KOMİSYONU (FEMM) TARAFINDAN “DÜNYA KADINLAR GÜNÜ “ VESİLESİYLE BELÇİKA’ NIN BAŞKENTİ BRÜKSEL’DE DÜZENLENECEK OLAN “KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİ” KONULU TOPLANTIYA KATILACAK. KADINA ŞİDDET KONUSUNUN SADECE ÜLKEMİZİN DEĞİL, TÜM DÜNYANIN SORUNU OLDUĞUNU BELİRTEN ÖKTEN, KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİYLE İLGİLİ AVRUPA KONSEYİ SÖZLEŞMESİ’Nİ, 24 KASIM 2011 TARİHİNDE ONAYLAYARAK, BU SÖZLEŞMEYİ MECLİSİNDEN GEÇİREN İLK ÜLKE OLDUĞUMUZU BİLDİRDİ. AYRICA, 8 MART 2012 TARİHİNDE, AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİ KANUNU’NU DA ÇIKARDIKLARINI İFADE EDEN ÖKTEN, İLK BAŞTA ŞİDDETE MARUZ KADINLARIMIZ OLMAK ÜZERE AİLENİN DİĞER ÜYELERİYLE İLGİLİ, KORUMA, ÖNLEME, KOLLUK HİZMETLERİ VE YARGILAMA SÜREÇLERİNİN BU KANUNDA AÇIK BİR ŞEKİLDE YER ALDIĞINI SÖYLEDİ. KADIN HAKLARI KONUSUNDA BİRÇOK AVRUPA ÜLKESİNDEN DAHA İYİ DURUMDA OLDUĞUMUZU HATIRLATAN ÖKTEN, TÜM BU DÜZENLEMELERİN YAPILMASINA RAĞMEN KADINA ŞİDDET KONUSUNDA DAHA ÇOK YOL ALMAMIZ GEREKTİĞİNİ, BU KONUDAKİ ÇALIŞMALARINA DEVAM EDECEĞİNİ DE SÖZLERİNE İLAVE ETTİ.